Çocuklarda altını ıslatma, hem çocukları hem ailelerini üzen, çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkileyen ve sosyal uyumunu zorlaştıran, stres oluşturan bir durumdur. Stres ise başlı başına bir hastalık tetikleyici faktördür.
Çocuklarda gece veya gündüz altını ıslatma (idrar kaçırma) daha çok 5 yaşından sonra anormal kabul edilmektedir. Beş yaşından sonra haftada en az 2 kez 3 ay süreyle idrar kaçıran, gece altını ıslatan çocuklar enüretik kabul edilir. Gece idrar kaçırma 7 yaşındaki çocukların %5-10’unda bulunur. Bu hastaların, yılda ortalama %10-15’i ilerleyen yaşla birlikte kendiliğinden düzelir. Ancak %2-3’ü erişkin döneminde de idrar kaçırmaya devam eder.
Eğer bir çocuk hiç kuru kalmamışsa, ailede (anne, baba veya kardeşlerde) de çocukluk dönemlerinde idrar kaçırma öyküsü varsa buna primer (birincil) enürezis denir ve bu durum çocuk büyüdükçe kendiliğinden de düzelebilecek olan selim bir bozukluktur. Ancak yine de bu durumda da altını ıslatma aile ve çocuk üzerinde ciddi bir psikolojik stres kaynağı olduğu için tedavi edilmesi gerekir. Birincil enürezisde çocukta gündüz idrar kaçırma, sık idrara çıkma, idrarını tutma, kabızlık ve idrarını tam boşaltamama gibi ilave şikayetler bulunmaz. Bu durum önemli yapısal bozukluk ve hastalıklarla birlikte değildir. Diğer yönlerden tamamen sağlıklı olan bir çocukta gece altını ıslatma şeklinde belirti vermektedir.
Daha önemli olan idrar kaçırma tipi ikincil (sekonder) enürezis olup, bu durum çocuk idrar kontrolünü kazanıp bir müddet devam ettirdikten sonra yeniden altını ıslatmaya başlamasıdır. Organik veya psikolojik altta yatan önemli sebepleri vardır. O nedenle enürezise neden olan altta yatan bozukluğu tespit edip ona yönelik tedavi verilmesi gerekir. İkincil enüreziste çocuk aylar-yıllar boyunca idra okntrolünü kazanmış oalrak kuru kaldığı halde günün birinde işeme semptomları göstemreye başlar, gece ve/veya gündüz idrar kaçırmaya başlar. Bu durumda çocuğu etkileyen ve yaşamında önceden bulunmayan yeni bir faktörün bulunduğunu gösterir. Örneğin hastada diyabet (şeker hastalığı) gelişmiştir, mesane kapasitesi yeterince gelişmemiştir veya böbreğin idrarı yoğunlaştırma yeteneğini bozan bir hastalık vadır. Çocuğun kıskandığı yeni bir kardeşinin doğması, boşanma nedeniyle aile bütünlüğünün bozulması, okula başlam, taşınma veya ailenin başa çıkamadığı ağır sıkıntıların olması çocukta stres oluşturup altını ıslatmaya yol açmış olabilir. Bu gibi durumlarda altta yatan organik (yapısal) veya psikolojik faktörün bulunup tedavi edilmesi gerekir.
Çocuklar kesinlikle ayıplanmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Takvim yöntemiyle kuru kaldığı geceler için güneşli hava resmi çizmesi otokontrolü sağlama açısında yararlı olabilir. Uykusu derin çocuklara idrar alarm cihazı verilir. Bazı çocuklarda ilaç tedavisi uygulanır. Sıvı tüketimi gündüz saatlerine yayılır. Uyuduktan 1 saat sonra uyandırılıp tuvalete götürülür.
Altını ıslatma vakalarında çocuk uzmanı veya çocuk nefroloji uzmanının muayenesi ve takibi gerekir. Tedavi sürecinde doktor ile ailenin uyumlu çalışması başarı şansını arttırır. İhtiyaç halinde psikolojik yardım da alınabilir.